hıphızlı eserken rüzgar yüzüme yüzüme, nefesimi toplayıp suratına üfledim rüzgarın. bana mısın demedi. bir kere daha üfledim. ağzım kurudu. rüzgar suratımı yalıyordu. gıdıklandım, güldüm. büyümüş, kabalaşmış ellerimi ceplerime soktum. sol böbreğim acıyordu. aldırmadım. yürür adım yürüdüm. rüzgara ıslık çalarak. fırına girdim, ekmek almaya.
-bir ekmek.
sadece ben duydum.
-hey! bir ekmek istiyorum senden.
kısık sesimi duydu. bir ekmeğimi verdi çekinerek. parasını ödedim. üstü kaldı. ekmeğin içini yedim. dışı kaldı. biriktirdiğim ekmek dışlarının yanına koydum. elledim herbirini. sertlerdi. bu da yarına sertleşirdi.
yarın olsun artık.